27 Aralık 2011 Salı

Noel Baba!

Keşan Müftüsü Süleyman Yeniçeri demiş ki;
"Noel baba yaşamış mı, yaşamamış mı belli değil. Bir yer söyleniyor ve orada yaşadığı ifade ediliyor. Ama Hıristiyan aleminin çıkardığı bir şahsiyettir. Noel Baba baca ve pencereden giriyor. Ama doğru dürüst birisi olsa kapıdan girerdi. Biz de kapıdan giriliyor. Kuran-ı Kerim’de; ’Evlere kapıdan girin’ diyor. Neden bacadan giriyor ki?"

Noel baba'ya mektup

Sevgili Noel baba,
Keşan müftüsü sana insan olsa kapıdan girerdi demeye getirmiş.Müftünün aklına iyiki geyiklerin gelmemiş.Doğru düzgün geyik olaydı diye başlardı heralde cümleye.Boşver takma allasen.Müftü de kafayı senle bozmuş işte naparsın kimse normal değil ki.Yeni yıl dileğim ise gökyüzünde gezerken torbana her insana ulaşacak ve yetecek kadar sevgi, merhamet ve vicdan dağıtman..tamam ya yapmayacaksın biliyorum o yüzden mp3'üm için bir adet kulaklık istiyorum.
Sevgiler.

25 Aralık 2011 Pazar

Günaydın,

Kalemini özlediğimiz Sırrı Süreyya Önder yazmış; http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetayV3&ArticleID=1073580&Date=26.12.2011&CategoryID=77 , okuyalım.Maraş unutulmaması ve unutturulmaması gereken acı geçmişimiz.Yaşananlar hiçbir zaman geriye alınamayacağından, gidenler gelmediğinden ve adalet yerini bulmadığından bu utanç hep bizimle kalacak.Vicdanın, adaletin, sevginin ve insanlığın yitirildiği yer.Mürekkebin akmadığı yerde akan kandır Maraş...

22 Aralık 2011 Perşembe

                                   Çocuklara yumurtayı sevdirmenin yollarından biri :)
Dün rüyamda işe yeni başlayan yemekhane şefini gördüm.Yemekhane şefliğinden kantin sorumlusuna geçiş yapmış.Neyse ben kantine gidiyorum bişeyler alıyorum çıkıyorum sonra poşetlerim çok ağır diye ofis arkadaşımı arayıp yardım istiyorum.Sonra poşetleri alıp gidiyoruz.
Bu kadar salakça rüya görmedim ben.Ne bir atraksyon ne bir ilginçlik rüyamda sıkkıntıdan geberecektim.Uyandığımda bu ne yeaa dediğimi hatırlıyorum.

20 Aralık 2011 Salı

Denizatı

Bugün işyerinde denizatı beslemek isteyen yönetici için İzmir'de ki tüm petshopları aradım.Her birinden farklı birşey öğrendim haliyle.Dişi denizatı yumurtalarını erkeğin karnında bulunan keseye doldurur ve yumurtalar erkek denizatının kesesinde döllenir, olgunlaşır ve  2-3 haftalık kuluçka döneminden sonra erkek denizatı doğururmuş.Gözleri birbirinden bağımsız hareket edebiliyormuş.(aynı anda aşağı yukarı veya sağa sola bakmak nasıl olurdu acaba?Önce sağa sonra sola sonra yine sağa bak geç kuralı değişir miydi?Neyse konudan sapmayalım)Su içinde dikey vaziyette yüzmeleri çok eğlenceli.Birde çok asil ve zarif hayvanlar.Denizatı akvaryumunun kurulması ve burda başka canlıların yaşamaması gerekmiş çünkü denizatları narin narin yeme doğru giderken japon balığı çoktan mideye indirmiş bulunuyor ve bu yüzden genelde açlıktan ölüyorlarmış.65465469.aradığım yerde şöyle bir konuşma geçti;
b:Merhaba, denizatı satışı yapıyor musunuz?
o:Ne denizatı mı? Ne yapacaksınız denizatını?
b:Yemeycez heralde beslicez.
o:yok bizde
b:iyi....

18 Aralık 2011 Pazar

Persepolis


"Dinle! Ahlak dersi vermeyi sevmem, ama sana her zaman yardımcı olacak bir öğüt vereceğim.Hayatta karşına pek çok aptal çıkacak. Eğer seni incitirlerse, kendi kendine onları kötülük yapmaya itenin aptallıkları olduğunu söyle. Böylece onların kötülüklerine cevap vermekten kurtulabilirsin. Çünkü dünyada hınç ve intikamdan daha kötü bir şey yoktur. Kendine karşı daima dürüst ol!"


16 Aralık 2011 Cuma

Veronica Mars 3*12 Spoiler!

Seni üzmek istememiş.Amacı bu değilmiş.Affedici olmayı dene.Tek yol budur.Öfke seni yiyip bitirir.Olmak istediğinden daha çok alçalmış olursun.Ruhunu lime lime eder.İncil bize; öfkesiz olanın kuvvetli olandan, ruhunu kontrol edebilenin bir şehri ele geçirecek kadar güçlü olacağını söyler.Öfkesiz olan anlayışlıdır, çabuk sinirlenen budalalığı yükseltir.(Veronica Mars-Rahip Ted 3/12)

Belki bir gün..

12 Aralık 2011 Pazartesi

Dışarıda birşey yoktur. Kim gözlerini dışarıya dikerse bekleyiş, içerisinde kalacaktır, ölecektir.Kendine dön, orada her şeyi bulacaksın.


(Upanisadlar/Kevir)


Ali Şeriati

09/12/11 00:51 İlker'den gelen mesaj.

Rüyam hayrolsun

1)Bir otobüste bebekler ve bakıcıları bir yere gidiyorduk.Benimde baktığım bir bebek vardı.Bir yarışmaya katılmışız ve kim baktığı bebeği yarışmanın sonuna kadar ağlatmamayı başarırsa o kazanıyordu.Otobüsle uzun bir yol gittikten sonra bebeklerin çoğu ölmüştü ve bakıcıları onları yere bırakmışlardı.

2)Bir hastanenin kapısı önünde ziyaret saatinin gelmesini beklerken çay içiyorum.Şehirde ölümcül bir salgın hastalık var her aileden biri hastanede ölümle pençeleşiyor.Ziyaret saati geldiğinde tanıdığım biri kendi yakınına da bakmamı istiyor ilk onun bulunduğu kata çıkıyorum üstünde çarşaf var açmaya korkuyorum hemşireyi çağırıyorum o da hastayı kaybettiğimizi söylüyor daha sonra ağlayarak kendi hastamın yanına gidiyorum ve onunda öldüğünü öğreniyorum.Ağlayarak hastanenin merdivenlerinden iniyorum ve bana yakınına bakmamı isteyen tanıdığım benim ağladığımı görünce hiçbirşey demeden arkasını dönüp gidiyor.Yakınlarıma mail atmak için yol üstündeki internet kafeye giriyorum ve çok kalabalık diye geri çıkıp annemi arıyorum ve onu kaybettiğimizi haber veriyorum.Daha sonra eve geliyorum balkondan denizi görüyorum bazı insanlar yüzüyor.Suyun rengi yeşil ve dibi yosunlu.Annem yüzüp rahatlamamı istiyor ama ben denize girmiyorum yine ağlamaya başlıyorum..

Bu arada odamın her köşesinden, okuduğum her kitabın arasından, karaladığım her defterden unutmayayım diye yazdığım bir rüyam çıkıyor.En iyisi buraya yazmak hiç değilse hepsi aynı yerde olacak.

29 Kasım 2011 Salı

İyi ki varsın Mark!

"Kedisiz ev ne kadar güzel olsa da ev sayılmaz" demiş Mark Twain..Sadece bu sözü için bile sevilesi adam.


"Diyelim, salağın tekisin; diyelim, milletvekilisin. Hay allah, aynı şeyi söyleyip duruyorum." sözüyle 2 kere sevilesi adam.

AIR - Run

Muhsin Bey


Muhsin Bey,  87 yapımı bir Yavuz Turgut Filmi..Oyuncu kadrosunda ise; Şener Şen ve Uğur Yücel var.Nasıl ki Şener Şen, Turgut'un filmlerini daha senaryoyu okumadan kabul ediyorsa bende aynı şekilde bu üç ismin olduğu filmi incelemeden izlemeye başlarım.

Muhsin Bey'in(Ş.Şen) çiçekleri suladığı bir bölümde gramafonda  "hayal içinde akıp geçti ömr ü derbederim" çalar ...

-Nasılsınız bakalım
-Suyu görünce kendinize geldiniz değil mi?
-Efendim... ne dediniz?
-Peki başüstüne ...Bir daha müziğinize zamanında başlarım ...
-Ya siz ?
-Siz nasılsınız Sevda hanım ?(Sevda Hanım karşı komşusudur ve aynı zamanda en sevdiği çiçeğinin adıdır.Komşusu Sevda Hanım'a açıklayamadığı hislerini çiçeğine anlatır.)
-Bunlar duymasın ama Safiye Ayla' yı sizin için çaldığımı bilin.
-Size özel bir ilgi duyduğumu bilmenizi isterim ...

24 Kasım 2011 Perşembe

Yılmaz Özdil

Merhaba,
***
Ben
***
Yılmaz
***
Özdil
***
Yarın ki
***
Yazım da
***
Görüşmek
***
Üzere...!
***
Anladın sen onu...


Yazarlık zor iş vesselam.Ve hala bu cümle kurmaktan aciz, 0 zeka 10 satırlık adamın yazıları(yazı denirse) ciddi ciddi okunuyor, seviliyor ve forwordlanıyor.Durum vahim gençler.

23 Kasım 2011 Çarşamba

Mevlâna der ki;


Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme, sen dağları seyret.
Yenik düşüyorsan özlemlerine aldırma.
Kalbindeki o uçsuz, bucaksız sevgiyi hisset.
Işıklar sönmüşse ve karanlıksa, ona da aldırma, ay ışığını seyret.
SABRET…
Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun.
Sabret ki her şey gönlünce olsun...
Aynen bende sabrediyorum.İşyerinden biri(Henüz kim bulamadık!) öyle derin ve sessizce kuyumu kazıyor ki diğer delikten kendini bulması yakındır.Sadece midemi bulandırıyor.Yarın ola hayrola..
Edit:Herkes birbirinin kuyusunu kazıyor..altından ne bal ne de berrak bir su  çıkmayacağını bilerek ve bu herkesce çok normal karşılanıyor.

21 Kasım 2011 Pazartesi

Uçurma Avcısı /Alıntı 2

“ ‘Güzel,’ dedi Baba, ama gözleri ikircikliydi artık. ‘Şimdi, mollalar ne derse desin, yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışında ki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Ne demek istediğimi anlıyor musun?’

‘Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun,’ dedi Baba. ‘Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Anlıyor musun?’

‘Yukarıda bir yerde bir Tanrı varsa, umarım benim viski içmem, domuz yememden çok daha önemli meselelerle uğraşıyordur. Hadi, in bakalım. Böyle günahtan konuşup durmak beni yeniden susattı.’”

Uçurtma Avcısı / Khaled Hosseını
Syf:21-22

Outlook'da Gönderilen Maili Geri Alma

Outlook'da gönderdiğiniz maili geri çekmek için; maili gönderdiğiniz kişinin bu maili açmadan harekete geçmeniz gerekiyor.Bunun için Sent İtems'den gönderdiğiniz maili açıp üst menüde bulunan "Actions(Eylemler)" 'e tıklayıp "Recall this message(Bu iletiyi geri çek)" ' e tıkladıktan sonra küçük bir pencere açılacaktır. Bu pencerede "Delete unread copies of this message (Bu iletinin okunmamış kopyalarını sil)" 'ı seçerseniz mailinizi geri geçebilirsiniz.


Okunmamış maili geri çekip yerine farklı bir mail göndermek istiyorsanız; çıkan pencerede "Delete unread copies and replace with a new message(Okunmamış kopyalarını sil ve yerine yeni iletiler koy)" tıklamanız yeterlidir.Rahat ve derin bir nefes alabilirsiniz, yırttınız;)

18 Kasım 2011 Cuma

Uçurma Avcısı /Alıntı 1

İşin tuhafı, ben de Hasan'ı arkadaşım olarak görmüyordum.Bildik anlamda, yani.Birbirimize ellerimizi kullanmadan bisiklet sürmeyi öğretmiş ya da karton bir kutudan gayet iyi çalışan bir film makinesi yapmış olsak da.Bütün bir kışı uçurtma uçurarak, uçurma yarışları yaparak geçirsek de.Bu ince kemikli yüz, tıraşlı kafa ve düşük kulaklar, tavşandudaklı bir gülümsemenin sürekli aydınlatığı bu Çin bebeği yüzü, benim için Afganistan'ın yüzü olsa da...


Uçurtma Avcısı / Khaled Hosseını
Syf:30

8 Ekim 2011 Cumartesi

Doctor Who Spoiler!! 6*4

Tardis: Doctor orada mısın? Burası çok karanlık..
Doctor: Buradayım.
T:Bir sözcük arıyordum. Büyük karmaşık bir söz ama öyle acıklı ki..Şimdi buldum!
D:Ne sözcüğü?
T:Hayatta..Ben hayattayım!
D:Hayatta olmak acıklı değildir..
T:Bittiğinde öyledir..Ben her zaman burada olacağım ama bu konuşmalarımız bile sona eriyor.Sana söyleyemediğim bir şey vardı
D: Elveda mı?
T:Hayır ben sadece merhaba demek istemiştim..Merhaba Doctor..

27 Eylül 2011 Salı

Tezer Özlü'den..


Sınırlar kadar hiçbir kısıtlamadan sıkılmadım ve kendi sınırlarım içinde sınırsızlığımı kurdum. Hiç değilse bana özgü bir sınırsızlık, kendi suskum, kendi çığlığımın sınırsızlığı...
Sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı, evli olup olmadığımı, kocamın ne iş yaptığını, ana babamın ne olduklarını sordukları zaman, ne gibi koşullarda yaşadığımı, yanıtlarımı nasıl memnunlukla onayladıklarını yüzlerinde okuyorum. Ve hepsine haykırmak istiyorum. Onayladığınız yanıtlar yalnız bir yüzey, benim gerçeğimle bağdaşmayan bir yüzey. Ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne sizin "medeni durum" dediğiniz durumsuzluk, ne de başarılı bir birey olmak, ya da sayılmak benim gerçeğim değil. Bu kolay olgulara, siz bu düzeni böylesine saptadığınız için ben de eriştim. Hem de hiç bir çaba harcamadan. Belki de hiç istediğim gibi çalışmadan. İstediğiniz düzene (ayak uydurmak) o denli kolay ki...
Ama insanın gerçek yeteneğini, tüm yaşamını, kanını, aklını, varoluşunu verdiği iç dünyasının olgularının sizler için hiç bir değeri yok ki. Bırakıyorsun insan onları kendisiyle birlikte gömsün. Ama hayır, hiç değilse susarak hepsini yüzünüze haykırmak istiyorum. Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin verdiğiniz için. İçgüdülerimi hiç bir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz.
Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olunmayacak bir insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum...
Kaç insanlardan, sığın insanlığa...